Krishnamurti kimdir? Öğretisi Nedir?

Bu bloğu asıl açma amacım Krishnamurti'nin öğretisinden bahsetmek.
Kim olduğundan (neler yaptığından) bahsetmek çok kolay. Hakkında belgesel bile yapmışlar. Zaten çocukluğunda Teozofi Cemiyeti tarafından keşfedilerek "Dünya Öğretmeni" olarak tanıtılmış, sonra da hayatı hep takip edilmiş. Buradan belgeseline ulaşabilirsiniz.
Ama öğretisi bambaşka konu. Çünkü söylemiyor, soruya soruyla cevap veriyor :) Şaka bir yana, insan kitabını okurken sürekli bir ideoloji veya sıkıntılarına çare arıyor ama onu yakalamak çok zor. Bazen derinlerde kelimelerin ötesinde neden bahsettiğini anlıyorsunuz ama net cevaplar ararsanız hüsrana uğrayacağınız kesin. Hayatın amacı şudur, Tanrı şöyledir, ona şu yöntemle ulaşırsınız, şöyle ibadet edin, şunları yapmak ahlaklı olmaktır, şunları yapmak ahlaksızlıktır demiyor, ölümden sonra ne var söylemiyor. Peki neden bu adamı bu kadar insan takip etmek istemiş. İstemiş diyorum çünkü edememişler. Maneviyatla ilişkili herhangi bir organizasyona karşı olduğu için kendisini takip eden on binlerce insanın kurduğu Doğu Yıldızı Örgütü'nü dağıtmış. Biz onun öğretisini konuşmalarından ve konuşmalarının metne döküldüğü kitaplarından biliyoruz.

Krishnamurti'nin üzerinde durduğu esas konu: Olanın hakikati. Peki bu nedir?
"Ne düşündüğünüzün, ne hissettiğinizin farkına vararak kendinizi ne kadar çok tanırsanız, olanın hakikatinin o kadar iyi kavrarsınız; ve sizin özgürleşmenize yardım edecek olan da işte o hakikattir."
Krishnamurti önce bunları anlayın diyor. Neden seviyorsun, neden dua ediyorsun, neden sosyal medyada takılıyorsun, neden şeker, alkol tüketiyorsun, neden Tanrı'yı arıyorsun, neden iyi bir bedene ve erdemlere sahip olmak için bu kadar çaba sarf ediyorsun.

İdeallere ya da dine karşı değil ama neden bu şekilde davrandığımızı gerçekten görmemizi istiyor. Karşı olduğu şey bizim onlara yaklaşımımız sonucu duyarlılığımızı yitirmemiz ve sorgulamayı bırakmamız.
"Önemli olan çok dürüst ve çok açık bir biçimde şu an tam olarak ne hissettiğinizi görmektir. Ne hissetmeniz gerektiğini söyleyen ideali araya sokmadan. Çünkü ancak o zaman çözüme yönelik bir şeyler yapabilirsiniz."
Örneğin bizim sevgimiz gerçek sevgi mi? Biz birini seviyorum dediğimizde onu sahiplenmek isteriz. Ona duygusal olarak bağlanırız. Bu ben ve benim hissinin merkezi olan zihin sevgiyi yok eder. O yüzden önce zihni anlamalı. Ya da dua ederken sürekli bir şeyler dileriz. Zamanın sonucu olan zihin Tanrıyı hayal edebilir, ama bu bir imgedir der. Sonuç olarak, ancak arzulardan ve korkudan kurtulmuş bir zihin ile ötesini görebileceğimizden bahseder. Bu farkındalık sürecinin sürekli olmasını ise meditasyon olarak tanımlar. 
Yani sevgiden bahsetmek boştur çünkü bizim bu şartlanmış ve arzularla kristalleşmiş zihnimizle anlayacağımız şey sevgi olmayacaktır. Ama benim gerçekliğim sevgi derken içimde olanlardır. Yargılamadan içimde olanlara bakmak kilit nokta. Çünkü yargılayan yine benim. Bunun sonucunda içimde bitmeyen bir çatışma oluyor. Daha iyi olma, Tanrıya ulaşma hırsı ile kusurlarla mücadele ediyorum. Başarı mücadelesi, bir şey olma çabası ıstırabın sebebidir. Ayrıca yargıyla bir şeye bakarsak onu anlamak zorlaşır. Mesela bu yazıyı okurken zihin sessiz kalabiliyorsa anlamak kolaydır. Duyarlılığımız artar, fikirleri kenara atmayız. Ama daha önceden bildiklerimizle karşılaştırır ve ona bir yer vermeye çalışırsak işler değişir. Krishnamurti'yi anlamak için sükûnet gerekiyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Pulsar 200ns ile uzun yol tecrübesi (Eskişehir - Muğla 1400 km)

Evde terapi: Kum torbası

Bir Osho Belgeseli: Wild Wild Country