Ateizm 2.0 ve İnanç


Alain de Botton'nun Ateizim 2.0 konulu Ted konuşmasını dinlediğimde oldukça etkilendim ve inananlar ile inanmayanlar dünyasında, yeni, özgür bir yaşam üzerine tekrar düşündüm. Dindarlar ve ateistler arasında bir köprü gibi duran bu kavramın, konuşmanın sonunda bahsedildiği gibi iki tarafı da kızdırdığını düşünüyorum.
Çünkü egonun bu etiketlere ihtiyacı var. Dini düşünceler egomuzun önemli bir parçası. Kendimizi özdeşleştirdiğimiz bu kavramların silikleşmesi egonun da yok olması demek olduğundan "ölmemek" için elimizden geleni yapıyoruz.
Müjdat Gezen bir televizyon programında sunucunun "Kemalist misiniz, Ulusalcı mısınız, Milliyetçi misiniz?" sorusuna "Bu şekilde insanları sınıflandırmaya çalışmanızın nedeni içinde bulunduğumuz sistemden kaynaklanır, ben bir bağımsızım"  şeklinde cevap vermişti. Özgürlük kulağa hoş gelse de, genel olarak bir insanı huzursuz eden bir şey olduğundan hep bir şeylere tutunmaya çalışıyoruz.


Fanatik dindarlar günümüz dünyasında korkulan bir kavram haline gelmeye başladı. Hangi dine mensup olursa olsun kendini bu denli adayan bazı insanların yaptığı yıkıcı eylemler sonrasında böyle bir yaşam biçiminden kaçınıldı. Sonuç: bir dine mensup olup onun gerekliliklerini yerine getirmeden yaşayan insanlar. Bilinç altına işleyen korku ve alışkanlıklar yüzünden arada kalanlar, topluma aykırı bir fikri yaşama cesaretine sahip olamadığından ikiyüzlülükleri nedeniyle kendini  kötü hissederler.

Diğer yandan Ateizmi bir fanatik dindar gibi yaşayan insanlar da var. Bilimin sürekli gelişip, evreni daha derinden keşfederek bir önceki hipotezlerini yok saymasına rağmen şu anki kuramları dini doktrinler gibi tekrarlayan bu grup, Tanrının var olmadığına "inanıyor." Tıpkı zamanında dünyanın düz, güneşin büyük bir kömür olduğuna inanmaları ve ya atomu sadece Demokritosa ait felsefi bir kavram olarak görmeleri gibi.

Ateizim 2.0 ile dini tamamen kenara atmamak gerektiğinin üzerinde duruyor ünlü yazar.
Öğretilerine katılmasan bile dinlerden faydalanacağın  yanlar olabilir. Müzikler, mimari, edebi eserlerritüeller ve ahlaki konularda "dinlerden çalmak" ateistin çektiği sıkıntılara çare olabilir diyor.
İnsanlara sadece veri vermeye değil, dinlerdeki gibi insanlara rehberlik etmeye, iyi hitabete; Kurban bayramında ya da Şamanizmdeki arınma bayramlarında olduğu gibi yılın belli dönemlerinde bazı kavramların tekrar tekrar üzerinde durmaya; felsefi bir fikri fiziksel bir eylemle desteklemeye, organize ve birlik olmaya ihtiyaç olduğundan bahsediyor ve ekliyor "dinler sadece dindarlar için değildir hepimiz içindir."


Bugün ülkemizde dahi, hintliler için dini bir ritüel olan yoganın, sağlık olarak faydalarını keşfedilmesi üzerine yaygınlaşması, aslında bu fikrin çoktan yaşanmaya başladığını gösteriyor. 




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Pulsar 200ns ile uzun yol tecrübesi (Eskişehir - Muğla 1400 km)

Evde terapi: Kum torbası

Bir Osho Belgeseli: Wild Wild Country