Zamanın Simyası Bölüm-II

Y ağmur, yemyeşil gözleri, kahverengi kıvırcık saçlarıyla, duru bir güzelliğe sahipti. Küçük kızlarda olan o meleksi yüzüyle, yaşından beklenmeyecek ciddi bir yüz ifadesi takınarak, kaynayan sebze yemeğini, tahta kaşığıyla bir tur karıştırdı ve bir parça alıp üfleyerek tadına baktı. Yemeğin tadı kötü değildi fakat son üç gündür aynı yemeği yedikleri için pek hoşuna gitmedi. Duvarın kenarındaki yatakta uzanan annesine baktı. "Yemek neredeyse hazır annecim. Hadi kalk da duvara yaslan." Evin ortasında, yemek için yakılan ateş, ortamı gayet iyi bir şekilde ısıtmasına rağmen, hasta annesi yorgana sıkıca sarılmış ısınmak için ufak hareketler yapıyordu. Bir yandan kalkmaya çabalarken bir yandan da "Tunç hala gelmedi, biraz daha bekleseydik keşke. Yağmur da yağıyor dışarıda, üşümüştür yavrum." diye söyleniyordu. Yağmur, "Merak etme birazdan gelir abim." diyerek annesini yatıştırırken, yemekleri koydu. Çok geçmeden evin tahta kapısı sertçe açıldı ve iç...